Rastlantı sonucu bulduğum festivale katılacağım için oldukça heyecanlıydım. Pedaldaşlar Bisiklet Kulübü Derneği’nin düzenlediği festival için kayıtlar son bulmuştu ancak kulüp başkanı Mustafa Artar’a yazdım. “Gezginlere her zaman yedek bir kontenjanım vardır” deyince festivale katılma isteğim ve hevesim daha da arttı. Katılım için derneğe 100 TL tutarında bir bağış yapmanız gerekiyor. Bunun dışında herhangi bir ücret talep edilmiyor. Pedaldaşlar’ın düzenlediği dördüncü, Mustafa bey ve ekibinin yönetime geldiğinden beri düzenlediği ilk festival. Hiçbir aksaklık yoktu, hatta her şey mükemmele yakındı diyebilirim. Keyifle tamamladığım gezinin detaylarını da zevkle paylaşacağım.
Festival Bartın’da gerçekleşeceği için ilk etapta ulaşımı planlamam gerekiyordu. Gruba yazmama rağmen, pek cevap alamadığım için ortak bir araba yerine otobüsle gitmeye karar verdim. Bu konuda aklımda sorular vardı ancak, önce 700binkm ‘den Rahman’a sonra da Kamil Koç ‘a sonsuz teşekkür etmek gerek. Yaşasın gezgin dayanışması! 😀 Hem gidişte hem dönüşte hiçbir sorun yaşamadan rahatça bisikletimle seyahat ettim. Umarım diğer firmalar da buradan kendilerine vazife çıkartarak bisikletli yolculara destek için atılımlarda bulunurlar.
Bisiklet ve kamp ekipmanları
1. GÜN
Festival 12 Ekim Perşembe günü başlayacaktı. Önceki gece, 00.00 otobüsüyle Bartın’a doğru yol çıktım. Bartın Otogarı’na sabah 07.30 sularında vardık. İlk buluşma yeri Bartın’da yeni yapılan Gazhane Parkı’ydı, 8-9 kilometrelik sürüş sonrası parka vardım.
Gazhane Parkı, 11 bin metrekare alan üzerine kurulan içerisinde dinlenme alanları, çocuk oyun alanları, süs havuzu, 12 metre uzunluğundaki Bartın Çektirmesi, tarihi fotoğraf ve maketlerin bulunduğu sergi alanları ve açık hava sinemasını içinde bulunduran şahane bir şehir parkı Bartın’a yolu düşenlerin kesinlikle gitmesi gereken bir yer olarak notlarıma düşüyorum.
@Gazhane Parkı
Bisikletlilerin yavaş yavaş gelmesiyle ekip tamamlanıyordu. Kayıt masasından forma, bisiklet kimliği ve buff alarak kahvaltımıza geçtik. Bartın Belediyesi’nin sponsor olduğu kahvaltı oldukça tatmin edici, malzemesi bol ve doyurucuydu. Sporcuların memnuniyeti gözlerinden okunuyordu 😀
Tüm ekiple güzel bir fotoğraf çekimi ile turumuza başladık. Bartın içinde polis, dışarı çıktığımızda da jandarma kortejinde turumuza devam ettik. Tur boyunca süpürücü araç, ambulans, profesyonel fotoğrafçı ve bisiklet tamircisi yanımızda oldu.
Bartın Gazhane Parkı’ndan 20 kilometre pedallayarak Kozcağız Beldesi’nde ilk molamızı verdik. Burada halk bizi dükkanlarından çıkıp el sallayarak karşıladı. Bartın belediye binası önündeki küçük ikram sonrası belediye başkanının konuşması oldu ve pedallamaya devam…
Yeni pedaldaşlar
17 kilometrelik sürüş sonrası, alabalığı ile meşhur Kumluca Beldesi’ne geldik. Burada öğle yemeğini planda görmüştüm, benim tahminim alabalık servisiydi. Yemekte etli nohut, pilav ve kıyma kavurma vardı. Çıkan yemekler beklediğim gibi olmasa da lezzeti harika 😀 Yöre insanının yaklaşımı çok güzel ve duygulandırıcıydı. Belediye festival için gerçekten çok iyi hazırlanmış, birçok şehirden gelen neredeyse 200 katılımcı için unutulmaz anlar oluyordu.
Kumluca Köyü
Mola sonrası yolda tatlı yokuşlar ve inişler vardı. Ta ki Akörensöküler Köyü’ne kadar. Bu köyden sonra %9 eğimle ciddi bir tırmanış bizi bekliyordu. “Sen misin yazı çok pedallamadan geçiren!” dedirten cinsten bir çıkış! Son 500 metrede kondisyon zayıflığım gün yüzüne çıktı, bisikletten inmek zorunda kaldım. Bisikletle beraber yürüyerek çıktım düze kadar. Burada MTB bisikletlerin avantajını bir kez daha gördüm, şehir bisikletlerine göre daha küçük teker ve dişli oranına sahip oldukları için yumuşak viteslerle zirveye varmayı başardılar 😀
Öğle yemeği
Zirvedeki köy Ceyüpler. Bu kadar tırmanışın bir de inişi olmalıydı. Bu köyden Abdipaşa’ya kadar 8 kilometrelik bir iniş gerçekleştirdik. Nefes kesici bir inişti diyebilirim. Virajlarla olan yolda bir sağa bir sola sonrasında yine %9’a varan eğimde müthiş inişler gerçekleştirdim. Maksimum hız 61 km/sa. Dahası da olabilirdi ama virajlar insanı tedirgin edici cinstendi, frenle inmek şart 😀
Tur fotoğrafçımız Alan Turgay’a teşekkürler!
Abdipaşa’da ufak bir mola sonrası Ulus’a doğru pedalladık. Gün sonunda kilometreler 65’i gösteriyordu. Antrenmansız olanlar için (yani benim için 😀 ciddi bir mesafeydi. Ulus ilçe merkezinde kısa bir gezinti sonrası kamp alanımıza geçtik. Kamp alanı beklediğimden oldukça iyiydi. Hemen hava kararmadan çadırları kurmaya giriştik. Sonrasında duş, yemek derken akşam olmuştu bile. İlk gün yol yorgunluğu ile pilimizin erken biteceğini tahmin etmiş olacaklar ki, ilk akşam etkinlik yoktu. Hal böyle olunca uyku saatleri erkene çekildi 😀 class=”size-full wp-image-2952″ src=”https://bernanil.com/wp-content/uploads/2017/10/2017-10-12-19-53-51-2.jpg” alt=”” width=”3264″ height=”2448″ />
@Ulus kamp alanı
2. GÜN
İlk günün yorgunluğu çoktan gitmiş, sabah 7’de alarmsız uyanmıştım.
Çadırdan dışarı çıkayım diye düşünüyordum ama soğuk kendini kemiklerime kadar hissettirir cinstendi. Hava 2 derece, her yeri sis kaplamış! Güneşi gün doğumundan 3 saat sonra anca görebildik 😀
Sabah ısınması
Güzel bir kahvaltı sonrası, 51 km’lik ilk güne benzer bir rota olacaktı. Ulukaya’ya kadar yine %9 eğimde, sürekli bir tırmanış vardı. Köy girişinde mola vererek biraz enerji topladık.
@Ulukaya Köyü
Sonrasında ise huzurlu, sakin ormanlık alanda öğle yemeği olarak keşkek ikram edildi.
Güzel bir doygunluk sonrası tekrar pedallamaya başladık. Bu sefer patika yollardan Ulukaya Şelalesi’ne gidecektik. Yolun neredeyse hepsi taşlı, kısım kısım da çamurlu… Böyle yerlerde bazen bisikleti elime alıp yürüdüm, sürekli zıplarken 2 kere zincirim boşa çıktı. Ama inanılmaz zevkli ve güzel bir yolculuk oldu.
@Ulukaya Şelalesi’ne giden patika yol
Ulukaya Şelalesi sonrası tekrardan sabah geldiğimizden yolu takip ederek Ulukaya Köyü’ne vardık. Hafif inişli çıkışlı yolda tempolu şekilde kamp alanına vardık. Yorucu parkur sonrası duş ilaç gibi gelecekti, havlu vb. eşyaları kurutmak için böyle havalarda biraz erken davranmak gerek, malum güneş şart. Gün batımı ile çiğ başlıyor, kıyafetleriniz daha da ıslak hale gelebiliyor.
İkinci akşam kamp ateşi eşliğinde müzikler, çalgılar, mezeler, donatılan masalar ve güzel oyunlarla bitiyor.
3. GÜN
Festivalin 3. ve 4. günü yağışlı olacaktı. Önceki festivallere katılanlardan edindiğim bilgiler doğrultusunda bisikletimin yağmurla beraber dağ yollarından oluşan bu parkura pek uygun olmadığına karar verdim. Aslında çok gitmek isterdim ancak, mevsime ve yola uygun olmayan bisikletim için el mahkûm vazgeçmek zorunda bıraktı beni…
Yağmur mağdurları
Gidenlerden de zinciri kırılanlar, yarı yolda kalanlar olmuş. Bisikletinizin parkura uygun olması ilk şart. Ama bunun yanında iyi bir bisiklet ilk yardım çantası ve yedek iç lastik mutlaka bulundurulmalı. Siz siz olun bisikletinize ve ekipmanınıza güvenmiyorsanız böyle heyecanlara girmeyin 😀
Hal böyle olunca biz de biraz Ulus ilçesini gezelim dedik.
@Ulus Meydanı
@Ulus Kocagöz Konağı
4. GÜN
Festivalin son gününde Ulus’tan çadırlar toplanarak Bartın Gazhane Parkı’na geri dönüş yaptık. Ulus, Abdipaşa, Muratbey’den geçerek 38 km sonra Bartın’a vardık. Son gün de yağmurlu bir sonbahar havası ile bu güzel şehre veda ediyorduk.
Tur fotoğrafçımız Alan Turgay’a teşekkürler!
Turu organize eden ekibe, hiçbir fedakârlıktan kaçmayan belediye çalışanlarına ve tura katılan arkadaşlara yardımlaşma ve güleryüz için ayrı ayrı teşekkür ederim.
Geçen sene yaptığım İpsala-Dedeağaç-Enez turumu okumak isterseniz linke tıktık.