Hem eğlenceli hem de yorucu geçen Legoland günü sonrası artık Danimarka’nın kuzeyine doğru gideceğimiz için Aarhus’a doğru yola koyulduk. Tabi Legoland dönüşü tekrardan Vejle şehrine gelip oradan trene bindik, yaklaşık 1 saat sonra şehre vardık. Bu yazımızda bir gün ayırdığımız Aarhus şehrini sizlere gezi rehberi olarak anlatmaya çalışacağız.
Kopenhag sonrası ülkenin en büyük şehri. Gözlemlediğimiz kadarıyla da büyük bir liman kenti görünümünde. Artık alıştığımız kırmızı tuğlalı Danimarka mimarisi burada da kendisini gösteriyor. Sanki biri gelmiş bütün binaları aynı şekilde yapmış gibi.
Burada konaklama tercihimiz yine Airbnb oldu. Bu kadar pahalılıkta nasıl gezeceğiz diye düşünürken kendimize Airbnb sayesinde rahat ve ekonomik konaklama buluyoruz. Kaldığımız eve bakmak isteyenleri buraya alalım. 1 gece 2 kişi için 46$ ödedik. Tren garından yürüyerek yaklaşık 20 dakikada ulaştık.
Plan aşamasındayken Aarhus’a çok zaman ayırmayız diye düşünürken detayına inince hiç de öyle olmaması gerektiğine karar verdim. Liman şehri dedik ama şehrin bir de farklı bir yüzü var. Bu farklı yüzü akşam pek keşfetme şansımız olmadı ama güzel dinlenme sonrası sabah erkenden kalkıp Aarhus’u keşfe çıktık. Gezdiğimiz yerleri kısa kısa yazalım sizlere..
Meryem Ana Kilisesi – Our Lady Church
Kaldığımız yerden başlayarak rotamıza hemen yukarıda inceleyebilirsiniz. İlk durağımız evimize en yakın olan kısım, Meryem Ana Kilisesi.
13. ve 15. yüzyıllar arasında inşa edilen Meryem Ana Kilisesi, aslında Dominik döneminin bir parçasıymış. Kilise, Danimarka’nın en büyük kiliselerinden biri olmaya devam ediyor. Şu an tam anlamıyla Gotik bir yapıya sahip olan kilisede çok güzel freskler ve 1520’den kalma muhteşem bir sunak bulunuyor. Kilisenin restorasyon çalışmaları sırasında hemen yanı başında daha da eski bir kilise keşfedilmiş. Bu kilisenin 11. yüzyıldan kaldığını tahmin ediyorlar.
Tabi bizler için özellikle bu gezide kilise görmek çok sıradan bir hale geldiği için tarihini okuyup, 2-3 fotoğraf sonrası yolumuza devam ediyoruz.
Aarhıs Katedrali
12. yüzyılda inşasına başlanan katedralin tamamlanması 14. yüzyılı bulmuş. Rivayete göre ise Danimarka’da kırmızı tuğla anlayışı ilk defa bu yapıda ve sonrasında ülkedeki diğer yapılarda kullanılmış . Kilise 93 metre uzunluğuyla Danimarka yer alan en uzun kilise unvanına sahip. Yaklaşık 1200 kişilik oturma yeri mevcut, anlayacağınız kilise oldukça büyük ve devasa.
Aarhus Belediye Binası – Aarhus Radhus
II. Dünya Savaşı zamanlarında Danimarka’da inşa edilen birkaç belediye binasından birisi olan belediye binası Norveç mermerinden yapılmış. Belediye binasının 60 metre yüksekliğinden şehre baktığınızda harika bir körfez manzarası sizleri bekliyor olacak.
Bu arada belediye binası yanında su içebileceğiniz bir çeşme var. Susayan varsa alalım..
Rotamızda Den Gamle By kasabası vardı ama biz gittiğimizde açılmadığı için kahvaltımız yapmak için Aarhus Botanical Garden’a rotamızı çevirdik.
Aarhus Botanik Bahçesi – Botanical Garden
Kahvaltılı otel konseptinde kalmadığımız için şehirlerde güzel parklar varsa kahvaltı yapmak için kesin oraya gidiyoruz. Den Gamle By kasabasının 500 metre kadar yakınında bulun bu güzel botanik bahçesi tüm yıl boyunca halka ücretsiz olarak açık, tabi biz de bundan faydalanarak içeri giriyoruz. Yolda giderken park ücretli midir diye düşünmedik değil!
Tasarımı ve yapımı 1870’lere dayanan bu park yaklaşık 50 dönümlük bir arazi üzerine yapılmış. Neredeyse Danimarka’da bulunan ve yetişen her türlü bitkiye bu parka getirmişler. Parkın içinde kayalık bir bölüm var, orada kayalık etrafından yetişen bitkileri sergiliyorlar.
Sanki burası piknik & kahvaltı konseptinde tasarlanmış. Her yerde oturulacak bank ve masalar var. Dilerseniz tek kullanımlık ızgarayla mangal bile yapabilirsiniz. Halk bunu sık sık yapıyormuş. Yapıldığı için de bu ızgaraların atıldığı ayrı çöpler var. Dilerseniz tropik bitkileri gösteren tropik evleri de ziyaret edebilirsiniz.
Eski Şehir – The Old Town – Den Gamle By
Aarhus’u Arrhus yapan kısma geldik. Aarhus’a sadece bu kasabayı görmek için bile gelinir. Amsterdam’daki masalsı kasabaları da düşününce bunun ayrı bir havası var. Ülkenin farkı kısımlarından getirilen yaklaşık 80 evden oluşan, Danimarka’daki eski yaşamı bizlere anlatan açık hava müzesi tadında. Daha önceki yazılarımızda da sık sık dile getirdik. Bu Danimarkalılar yapılması gerekenleri en uygun şekilde yapıyorlar. Ülkemizde bu kadar güzel köyler varken neden böyle bir müzeye biz de dönüştürmeyelim, değil mi!?
Bu kadar dillere destan anlattık, peki neler mi var içeride?
Danimarka dilinde Den Gamle By diye bilinen bu eski şehir, evler, bahçeler, konutlar, dükkanlar ve atölyeler ile dolu küçük bir Danimarka pazar kasabasını temsil ediyor. Nisan’dan itibaren yıl boyunca mutfaklarda, oturma odalarında ve marketlerde insanlarla tanışma imkanınız oluyor..
1920’ler – Modern Hayat
1927 yılında, şehir manzarası sokaklarda, kaldırımlarda, elektrikli sokak lambalarında, telefon direklerinde ve boyalı duvar reklamlarında değişiklerle modern hale geldiği yansıtılıyor. Bu kasabada bir kitapçı, bir postane, bir telefon santrali sergileniyor.
Yaşayan Tarih Müzesi
Eski günlerde olduğu gibi giyinen, çalışan ve davranan insanlarla tanışma fırsatınız var. Yemek pişiriyor, odun kesiyor, dikiş yapıyor ve iğne oyası ya da dükkanlardaki müşterilere hizmet veriyorlar. Dilerseniz sohbet de edebilirsin, çekinmeyin; belki de sizden gitmeniz ve kuyudan su almanızı ya da çöp atmanızı isteyecektir. Çok ilginç geldi bize, insanlar bunu iş olarak yapıyor!
At arabasıyla gezintiye çıkabilirsiniz, dilerseniz dükkanda bir şey alırken pazarlık da yapılabiliyor. İsterseniz bahçesinde kek eşliğinde bir fincan kahvenin tadını çıkarabilirsiniz. Bizi kendine hayran bu kasaba, tarihte sizi 19. yüzyıla kadar ufak bir yolculuğa çıkarıyor. Gezerken göreceğiniz binaların bir kısmının inşası ise 16. yüzyıla kadar uzanıyor.
Yıllık 500 bin ziyaretçi gelen bu kasabanın girişi tabi ki de ücretli. Haftanın her günü 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edebileceğiniz bu açık hava müzesinde yetişkin giriş ücreti 130 DKK, öğrenci giriş ücreti ise 70 DKK. Neyse ki öğrenci kartlarımız yanımızda ve bu indirimden yararlanabildik.
[wdi_feed id=”2″]