Balkanlar seyahatimizin dördüncü günüydü. Her zaman güzellikler, harika zamanlar olmuyor maalesef. Üst üste gelen terslikler, berbat ötesi yollar derken, tüm bunların üstüne bir de ilk kazamızı yapınca bir hayli zorluk yaşadık. Hem öncesinde hem de kaza sonrası yaşadıklarımızın bundan sonra gidecekler için bir rehber olması niteliğinde yurt dışında araba kazası yazısını yazmaya karar verdik. Hatırladığımız kadarıyla ayrıntılara da yer vererek sizlere anlatmaya çalışacağız.
Üsküp
Balkanlar rotamızda Üsküp şehrini gezip, rotamızı Karadağ’ın kuzeyinde yer alan doğal park olan Durmitor National Park’a doğru çevirmiştik. Hem daha rotayı planlarken hem de yoldayken kurduğum navigasyon bizi Sırbistan üzerinden Karadağ’a götürüyordu. Haliyle baktığımda en kısa yol burası olduğu için bu rotadan gidelim diye düşündük. Tabi öncesinde Üsküp’ten Piriştine’ye 95 kilometrelik bir yolculuk sonrası vardık. Akşam saatine denk geldiği için yemek yedikten sonra Karadağ’a doğru yola çıkmaya karar verdik. Bu arada Kosova yeme-içme konusunda aşırı ucuz. Gidecekler varsa şimdiden çekinmeden gidebilirler. Yemek sevdamız bizi nelere götürdü diyip yemekten soğumak istemiyoruz ama hikaye şöyle başladı 🙂
Kosova
Piriştine’den kurduğumuz navigasyon bizi Mitrovice’dan geçirerek Brnjak sınırından Sırbistan’a geçirerek sonrasında da Karadağ’a geçiriyordu. Biz tabi ki rotayı önümüzdeki bu sınır kapısına kurup yolumuza devam ettik. Brnjak sınırına geldiğimiz ilk kontrolden geçtik ancak ikinci kontrolde tam devam edeceğiz diye düşünürken arabayı kenara çekmemizi söylediler. Pasaportumuzda Kosova damgası olduğu için bu sınır kapısından geçmemize izin verilmedi. Şok şok! Haliyle o an ki şokla ne yapacağımızı da bilemedik.
Karadağ’da bu gece konaklamak için otel rezervasyonunu yaptırmıştık. Derdimizi anlattıktan sonra, bir harita çıktısı vererek Mitrovice, Istog, Peja’den geçilen Rozaje sınır kapısından geçerek istediğimiz yere gidebileceğimizi söylediler. Bu arada Sırp polisi bizi sınırdan geçirmedi ama oldukça yardımcı olmaya çalıştı, bu konuda haklarını yemeyelim.
Kosova – Mitroviça
Navigasyona ilk olarak Istog yazarak rotamızı kurduk. 56 kilometre giderek Istog’a varacaktık ama varışımız neredeyse 2 saati buldu. Sebep? Delik deşik, taşlı ve kayalı tehlikeli dağ yolu! İnanılmaz zor bir yoldu. Özellikle yolun 25 kilometrelik kısmını 1 saate geçsek de, bu yoldan sağ sağlim kurtulabildiğimiz için kendimizi şanslı hissediyorduk. Heyelan bölgesinde ışıksız, köysüz bir dağ yolundaydık resmen. Nasıl olmuştu da yol birden bu hali almıştı inanamadık. Yurt dışında böyle bir yerde araba kazası yapsak, arabaya bir şey olsa kimse bizi bulamazdı!
Kosova – İştok
Yoldaki hendekler bir tarafa, bir sürü de kaya parçası yola düşmüştü. Tam bir heyelan bölgesi. Üstelik öyle karanlıktı ki aklımızdan neler neler geçti! Ne bu dağ yoluna girişte bir tabela vardı ne de bir uyarı yazısı.
Tam bu kısmı da atlattık artık çok yolumuz kalmadı diyerek mutlu mesut yolumuza devam ederken Mitrovice – Peja M9 yolunda, önümdeki araç sağ sinyal vererek oldukça yavaşladı. Ben de daha fazla yaklaşmamak için hızımı düşürerek kendimi sol şeride attım. Bu arada yollar tek şerit (1 gidiş 1 geliş). Tam aracı geçmeme 50 metre kalmışken aracın aniden sola sinyal vermesiyle sola dönmesi bir oldu. Benim de kaçacak herhangi bir yerim olmadığı için frene basmama rağmen araçla çarpışmaktan kaçamadık. Araç bizi sürükledi!
Yol kenarında evin avlusuna girerek eve 2 metre kala durabildik. Olayların üst üste gelmesine bir de araba kazası eklenince inanın hayatımdaki en zor anlardan birini yaşadım. Yurt dışında yaşanması bu olayın, çaresizlik duygusunu iliklerime kadar hissettirdi. İşte araba ile kaza olayımız kısaca böyle gerçekleşmiş oldu. İkimiz de iyiydik, yan araçtakilerde de bir problem yoktu. Gelelim sonrasına..
Kazayı yaptığımız ev ve civar evdekiler uykularından uyanıp aşağıya indiler. İngilizce konuşabildiğimiz 1-2 kişi bulduk. Hemen polisi aradılar, polisi beklemeye başladık. Berna oldukça korkmuştu, itiraf edeyim ben de çok korktum. Hatalı olmadığımı biliyorum, ama farklı bir ülkedesiniz, kendinizi anlatmak daha da zor. Polisler ne yapacak diye oldukça meraktaydık! Yurt dışında kaza yapmanın en zor tarafı işlemler başlıyordu. Üstelik daha planladığımız tatilin yarısında bile değildik.
Polisler geldi ve yanında getirdikleri frenleme mesafesini ölçmeye yarayan aletlerle gerekli ölçümleri aldıklar, olay yerini çizip tutanağa eklediler tabii fotoğraflar çektiler. O arada polislerden bir tanesi yanımıza gelerek “Polis merkezine gideceğiz, korkmanıza gerek yok mağdur olduğunuzu görüyoruz. Ancak olayların çözülmesi ve evrakların onaylanabilmesi için yarına kadar Peja bir diğer ismiyle İpek’te kalmanız gerek” dedi.
Kosova – İpek
Polis merkezinde bizi gayet sıcak karşıladılar. Karşı tarafın suçlu olduğunu bizim yapabilecek bir şeyimizin olmadığını ifade ettiler. Yarım saat içinde de polis raporu çıktı. Polis memuru Efraim abi bize oldukça yardımcı oldu. Efraim abi, raporun ancak ertesi gün onaylanabileceğini ifade etti. Sağ olsun gece bize oldukça yardımcı oldu.
İpek’te bizi bir otele götürerek dinlenmemiz için elinden geleni yaptı. Ertesi sabah bizi alıp kalan işlemlerimizi halledeceğimizi ifade etti. Tatilinizi bitirecek bir kaza değil, toparlanın dinlenin diye öğütler de vererek kendimize gelmemize yardım etti. Gerçekten sağ ve salim olarak çıktığımıza şükrediyordum. Moral bozacak, olaya takılacak durumda değildik.
Üstelik gece vardiyasında olup ertesi sabah eve gidip dinlenmesi gerekirken bize yardımcı olmak için önce bizim yanımıza gelip karşı tarafın sigorta acentasına götüren biri varken 🙂 Bu arada tercümede problem olabilir diye şehirde Türkçe konuşabilen tanıdık bir imam getirerek bize yardımcı olmasını sağladı. Büyüksün Efraim abi! 🙂
Yurt dışında böyle kötü bir olay ancak bu güzel insanlar sayesinde bu kadar güzel atlatılabilirdi. Bu güzel insanlar kazayı unutmamız için ellerinde gelenleri yaptı. Bizi yola çıkmadan tamir işlemlerini tamamlamak için arkadaşı tamirci Cafer Usta’ya da götürdü.
Yola çıkmaya hazırdık! Kendilerine çokça teşekkür ve selamlarla..
Son olarak olur da yurt dışında kaza yaparsanız sigorta şirketine beyan etmeniz gereken evrakları yazalım:
- Sigorta, yeşil sigorta ya da ülkelerin gümrük kapısından alınabilen kısa süreli trafik sigortası
- Kasko (zorunlu değil ancak olursa sizin yararınıza)
- Olay yerinin ve aracın fotoğrafları
- Polis raporu
- Ruhsat ve ehliyet
- Kaza beyanı
Yaklaşık 3 ay süren Siguria şirketiyle mailleşmelerimizin ardından arabayı Türkiye’de yaptırdığım faturaya binaen bana Euro karşılığında ücreti hesabıma yatırdılar. Bu konuda Kosova özellikle Peje polisinin katkısı çok büyük. Onlara tekrardan sonsuz teşekkür ediyoruz!