Ramazan bayramına 1 hafta kala netleşen Moskova seyahatimiz hem iş hem gezi amaçlı bir gezi olacaktı. Cuma gecesi uçarak cumartesi gününü tamamen geziye ayıracaktık aynı zamanda da Salı akşam dönerek de gün kaybı yaşamadan seyahatimizi tamamlayacaktık.
Moskova, büyük bir şehir olmasının yanı sıra tarihsel dokusuyla beraber gezilecek çok farklı yerleri barındırmaktadır. Moskova turlarının başlangıç noktası genelde Kızıl Meydan’dır ancak bizim rotamız biraz farklı oldu. Berna’nın bulduğu Likealocalquide sayesinde genelde şehir sakinlerinin tercih ettiği noktalar üzerinden gezimize başladık;
Hermitage Garden
Moskova’nın merkezinde böyle şirin, küçük ve sessiz noktalara yürüyerek veya tek bir metroyla erişebilmek müthiş bir duygu. İstanbul gibi bir metropolde böyle parkları mumla aramaya devam edeceğiz gibi gözüküyor. Konserler, fuarlar ve festivaller düzenli olarak bu sakin parkta yapılmakta, ancak aklımda kalan en önemli özelliği kafa dinlemek için huzur dolu bir yer.
Şehir merkezinin yoğunluğuna girmeden veya girdikten sonra soluk almak için ideal bir noktadır. Burada güzel bahçeler, tezgahlar ve yaz hamakları bulabilirsiniz. Kışın ise harika bir doğal buz pateni pisti oluşmaktadır. Romantik ruhu hissedin ve neden burada sevgililer anıtının kurulduğunu anlayın.
Ulaşım: Pushkinskaya, Tverskaya veya Chekhovskaya metro istasyonlarından ulaşabilirsiniz.
Eski & Yeni Arbat Caddesi
Eski Arbat Moskova’nın en eski caddelerinden biridir. Moskovalıların çoğu için Arbat kelimesinin anlamı Moskova ruhunu muhafaza eden sokak ve avlu anlamına gelir. Girişinde ünlü Prag Restoranı bulunur.
İstanbul’daki İstiklal Caddesi gibi; Klasik turistik cadde, motorlu taşıtlara kapalı, hediyelik eşyalar satılan yer diyebiliriz. Çeşit çeşit mağazalarda farklı fiyatlar yakalayıp, pazarlık yapabilirsiniz. Bu sayede de büyük olmasa da indirim yaptırabilirsiniz. Müzikseverleri, müzikçiler ve güzel ressamlar ile cadde tüm klasikleri bütünleştiriyor.
Ulaşım: Smolenskaya veya Arbatskaya metro istasyonlarından ulaşabilirsiniz.
Yeni Arbat ise Eski Arbat Caddesi’ne yakın, Moskova zenginlerinin daha yoğun olduğu, gece kulüpleri ve lüks restoranlardan oluşan caddedir.
Ulaşım: Arbatskaya metro istasyonundan ulaşabilirsiniz.
Kızıl Meydan
Aslında Moskova gezilerine herkes Kızıl Meydan’dan başlar. Ancak biz biraz farklı bir rota izledik. Ama Kızıl Meydan’a vardığımızda bu meşhur meydana hayran kaldık.
Moskova’nın tüm ana caddelerinin başlangıç noktası olan Kızıl Meydan, şehrin merkezi. 73 bin metrekarelik bu alan aslında sadece Rusya için değil, tüm dünya için oldukça önemli. Dünya tarihine yön veren birçok isim; edebiyatçısından filozofuna, siyasetçisine bu meydandan geçti.
İçinde Kremlin Sarayı, Aziz Vasili ve Kazan Katedralleri, Lenin’in Mezarı gibi tarihi ve mimari önem taşıyan yapıların yanı sıra Moskova’nın en meşhur alışveriş merkezi GUM da bulunuyor. Bu arada alışveriş merkezi deyip geçmemek lazım, kendisi de başlı başına bir mimari güzellik.
Haziran ayında Rusya’da olduğumuz için günler oldukça uzundu. Akşam 11 gibi hava kararmış oluyordu. Gerçekten günü verimli kullanmak isteyenler için müthiş bir fırsat. 😀
Ulaşım: Okhotny Ryad, Teatralnaya ve Ploshchad Revolyutsii metro istasyonlarından ulaşabilirsiniz.
Kremlin Sarayı
Rusya’nın adeta sembolü haline gelen Kremlin, Moskova’nın en eski yapısıdır. Aynı zamanda Kremlin, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı’nın konağı olarak kullanılıyor. Kremlin sayısız restorasyon geçirmiş.
Kırmızı tuğlalardan oluşan kule ve duvarları, 15. yüzyılda yapılmış. Saray içinde ziyaret edilecek yerler kiliseler, meydan ve silah deposudur. İngilizce broşürlerle gezerken oldukça faydalı oluyor. Perşembe günleri saray ziyarete kapalıdır.
Ulaşım: Biblioteka Imeni Lenina ve Aleksandrovsky Sad metro istasyonlarından ulaşabilirsiniz.
Aziz Vasili Katedrali
Aslında Moskova dendiğinde gözümüzde hep bu katedral canlanmaz mı?
Bu katedral tam bir bahtsız bedeviymiş. İlk önce 1737 yılında çıkan yangından zarar görmüş. Sonra da Napolyon bu katedrali aşırı beğendiği için savaştan sonra alıp Paris’e götürmek istemiş. O da olmayınca
20.yüzyılda Bolşeviklerin saldırısına uğramış. Günümüze ne olaylar atlatarak gelmiş olan bu katedral Kızıl Meydan’ın ve Moskova’nın simgesi durumunda.
Not: Katedral içine giriş 250 rubledir.
Ulaşım: Ploshchad Revolyuts metro istasyonundan ulaşabilirsiniz.
GUM Alışveriş Merkezi
Mimarisiyle daha ilk anlarda bizi etkiledi bu muazzam bina. Yıllar önce inşa edilen GUM aslında bilinen alışveriş merkezlerinde bir yapıyor sahip. Hani bizim İstiklal Caddesi’nde yapılmaya çalışılan Demirören AVM gibi düşünün ama bizimkinin solda sıfır bırakacak cinsten. Gelelim GUM’un tarihine;
Moskova’da 2630 yılında inşa edilen bina, 1812 Borodino Savaşı sonrası Napolyon’un Moskova’yı işgali esnasında topçular tarafından yıkılmıştır. Bugünkü yapı Rus mimarın 1890-1893 tarihlerinde inşa ettiği binadır. Yeni inşaat aynı zamanda ilk Neo-Rus mimari tarzı olarak da tarihe geçmiştir.
Yeniden inşa sırasında ilk defa çelik konstrüksiyondan yapılan taş duvarlar ve merkezi ısıtma sistemi kullanılmıştır. 1917 Bolşevik İhtilali’nden sonra devletleştirilip, Stalin Karargahı olmuş ve adı ‘Gasudarstvinny Universalniy Magazin’ diye değiştirilmiştir. Her bir kelimenin baş harfinin kullanılması sonucu ‘GUM’ doğmuştur. GUM kelime anlamı olarak ‘Evrensel Devlet Mağazaları’ demektir.
Sovyetlerin dağılması sonucu bugünkü yapıya Türk mimarların gerçekleştirdiği restorasyon sonucu kavuşmuştur. Bina 3 katlı, yüksek cam tavanları ve duvarlarıyla İngiltere tren istasyonlarını anımsatmaktadır. Günümüzde Moskova’nın en pahalı alışveriş merkezidir. Ancak bütçenize uygun yemek alternatifleri de mevcut.
Not: GUM her gün, sabah 10.00 – akşam 10.00 arası açık olmakla aşağıdaki resimle hemen tanıyabileceğiniz devasa bir yapıdır.
Ulaşım: Ohotny Riyad, Teyatralnaya ve Ploshchad Revolutsi metro istasyonlarından ulaşabilirsiniz.
Lenin Mozelesi
Lenin Mozolesi; gri, siyah ve kırmızı granit taşlarla inşa edilen piramit şeklinde bir yapıdan oluşmaktadır. Kırmızı granit komünizmi, gri granit ise yası simgelemektedir. 1924’ten bu yana Kızıl Meydan’da bulunan mozolede 1924’te ölen Lenin’in mumyalanmış naaşı bulunuyor. Bir dönem kapalı da olsa günümüzde ziyaretçilere açıktır. Girişi ücretsiz olup, kamera, telefon, çanta gibi eşyaları dışarıda bırakmaz zorundasınız.
Not: Pazartesi ve Cuma hariç 10.00 – 13.00 arasında ziyarete açıktır.
Ulaşım: Teatralnaya veya Ploshcad Revolyutsii metro istasyonlarından ulaşabilirsiniz.
Lubyanka Binası
Eski dönemlerde ülkenin meşhur Lubyanka Hapishanesi’nin de olduğu bina. Eskiden KGB karargâhı olarak kullanılan bina şu anda FSB karargâhı olarak kullanılmaktadır. Binanın içinde KGB müzesi bulunmaktadır.
Eski bir rivayete göre zamanında Moskova’nın en yüksek binasıymış ve en alt katından bakıldığında bile Sibirya’nın görüldüğü söylenmekte.
Not: Hafta içi 11.00 – 06.00, cumartesi 12.00 – 06.00 ve pazar günleri 20.00 – 06.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Ulaşım: Lubyanka metro istasyonundan ulaşabilirsiniz.
Dostoyevksi’nin Evi
Rus edebiyatı ve aynı zamanda dünya edebiyatı için en önemli isimlerin başında gelir Fyodor Mihayloviç Dostoyevski. Moskova doğumlu olan sanatçının evini görmek oldukça özel hissettiriyor. Pazartesine denk geldiği için evin içine giremesem de evin içinde güzel bir kütüphane ve yazarımızın kişisel eşyaları Dostoevskogo’daki evinde bulunmaktadır.
Ulaşım: Novoslobodskaya metro istasyonundan ulaşabilirsiniz.
Gorky Park
Yukarılarda da çokça bahsettik ya Moskova’da biz şehir parklarına ba-yıl-dık! Neredeyse ikinci günümüzün yarısı Gorky Park’a ayırdık.
Bu park sadece 2-3 yıl öncesine kadar terk edilmiş bir parkmış. Bugün, Moskova’da her yaştan ve gelirdeki insanın vakit geçirdiği en popüler park olarak karşımıza çıkmaktadır. Devasa boyutu nedeniyle, birçok farklı etkinlik aynı anda yıl boyunca barındırılıyor. Bu etkinliklere gelecek olursak;
Yazın boyu gezintiye çıkabilir, hamakta rahatlayabilir, tenis oynayabilir, patenle kayabilir veya kaykay yapabilir, bisiklet sürebilir veya gece boyunca açık hava sinemasını ziyaret edebilirsiniz. Aynı zamanda da gün boyunca ustalık derslerini seyredebilirsiniz. Kışın daha bir güzel olan bu park harika bir snowboard parkına dönüşmekle beraber ve Moskova’nın en etkileyici buz pateni pisti olmaktadır.
Festivalleri, etkinlikleri, ulusal ve halk tatil kutlamaları gibi programları kontrol etmeyi unutmayın. Burada ücretsiz Wi-Fi bile var!
Ulaşım: Park Kulturi metro istasyonundan ulaşabilirsiniz.
Moskova Metrosu
Metroya bindiğinizde anlayacaksınız ki Moskova Metrosu sadece ulaşım amaçlı kullanılmıyor. Çevrenizde turist kafilelerinin metro istasyonlarında fotoğraf çekilip, rehber eşliğinde gezdiklerini görünce şaşırmayın! 😀😀
Moskovalıların gururla hakkında hikayeler anlattığı bu metro her gün milyonlarca yolcu taşıyor. İçindeki heykeller, mozaikler, incelikle yapılmış duvarlar ve dev avizeleriyle kendinizi müzede hissediyorsunuz. Ön aşamada önerebileceğim duraklar arasında Mayakovskaya (1938), Teatralnaya, Ploshchad Revolyutsii (1938), Novoslobodskaya (1952), Shosse Entuziastov (1979), Kievskaya (1954) ve Elektrozavodskaya (1944) istasyonlarını söyleyebilirim.
Stalin Gökdelenleri
Moskova’yı gezdiğimiz sürede neredeyse şehrin her yerinden gördük bu gökdelenleri. 1947-1953 yılları arasında Stalin’in emriyle inşa edilmiş, birbirinin son derece yakın benzeri yedi adet binadır. Moskova’nın ilk gökdelenleri diyebiliriz. Bu binalar sırasıyla Moskova Devlet Üniversitesi, Ukrayna Hoteli, Leningrad Hoteli, Hilton Moskova, Dış İşleri Bakanlığı ve bazı devlet yönetimine binalar olarak kullanılmaktadır.
Novodeviçiy Mezerlığı
Moskova’ya gelirken ön araştırmalarımda Nazım Hikmet’in mezarının bu mezarlıkta olduğunu öğrenince birden buraya kesin gitmemiz lazım diye düşündük. Gogol, Çehov, Matakovski gibi sanatçıların mezarları da bu mezarlıkta yer almaktadır. Sanatçıya verilen değeri bir kez daha görmüş olduk.
Ulaşım: Sportivnaya metro istasyonundan ulaşabilirsiniz.
Bolşoy Tiyatrosu
Rus mimarisinde akla ilk gelen binalardan bir tanesidir Bolşoy Tiyatrosu. Ruslar için önemini 100 Ruble banknotunun üstünde yer almasından da anlayabiliriz. Josep Bové tarafından tasarımı yapılan tiyatro ve sahnelenen başarılı opera gösterilesileriyle oldukça popüler bir yer.
Nazım Hikmet’in Ferhat ile Şirin’inin bir bale uyarlaması burada sahnelenmiş ve günümüzde yine repertuvarda. Biz gitmeden önce bilet baktık ancak yoğun talepten dolayı bizim olduğumuz tarihlerde yer kalmamıştı. Fiyatları da 70₺ ‘den başlıyordu. Siz gitmeden bilet bulabilirseniz gidebilirsiniz.
Not: Moskova’ya gitmeden önce kesinlikle metro haritasını edinmenizde fayda var. Hatta hem Kiril hem de Latin alfabesinin olduğu bir harita olursa olukça işine yarar.
Ulaşım: Teatralnaya ve Okhotnyi Ryad Tiyatro Meydanı) metro istasyonlarından ulaşabilirsiniz.
Perşpv Çay Evi
Türkiye’de yaşayıp da çay sevmeyen insana nadir rastlanır. Çay tüccarı Perlov için 1890’da Myasnitskaya’daki Perlov Çay Evi’ne mutlaka uğramalısınız. Rusya’da çoğu yerde olduğu gibi burada çalışanlar da İngilizce bilmemekte ancak çay kutularını açık tek tek koklayıp hoşunuza gidecek olan birini bulmak mümkün. Bildiğimiz tatlardan farklı olarak değişik karşımlar da mevcut. 100 gram çay 150 Ruble’den başlıyor.
Ulaşım: Chistye Prudy metro istasyonundan ulaşabilirsiniz.
Moskova gezimiz burada son buluyor. 2-3 günlük kaçamaklar için ideal noktalardan biri. Moskova Şehir Rehberi’ne buradan ulaşabilirsiniz
[wdi_feed id=”2″]