Bizim için oldukça heyecanlı olan bir Belçika seyahati başlamıştı. 6 ay önce planladığımız kış tatilimizin 6. durağı Brugge oldu. Rotayı oluştururken yılbaşı gecesini Brugge’de girmek istememizin rotayı değiştirmemizde büyük etkisi oldu.
Brugge Kaç Günde Gezilir?
Bu sorumuza nasıl cevap vermeli diye düşünürken, iki seçenek geldi aklıma. Sadece Brugge gezmeye geleceklere belki yarım gün bile yetebilir. Ancak Brugge geldiğinizde Brugge’ü biraz yaşamak gerektiğine karar verdik. Tatlı kafelerinde bira veya kahve yudumlamak, şirin restoranlarında güzel yemekleri deneyimlemek insanı musmutlu eden şeyleden biri. Bizce Brugge’de 1 gece 2 gün seçeneği oldukça cazip. Bu düşüncelerim kış rotası düşünenlere.
Brugge’e Ne Zaman Gidilir?
Hemen yukarıda belirttiğimiz gibi bizim en sevdiğimiz zamanı kışları, özellikle Chritsmas zamanı her yer bambaşka güzellikte oluyor. Yazın Avrupa’nın çoğu şehrinde olduğu gibi kalabalık ve sıcak oluyor. Ancak Noel zamanları hem sakin, hem de ışıl ışıl oluyor Brugge sokakları. Bizim favori zamanımız kışları!
Brugge’de Nerede Kalınır?
Brugge 31 Aralık akşamı konaklama yapmayı planladığımız için yaklaşık 2 ay önceden rezervasyonumuzu yaptırdık. 2 ay önce bile sınırlı sayıda kalacak yer bulabildik.
Brugge’de kalacağınız hemen hemen her yer şehir merkezinde ve Pazar Meydanı diye adlandırılan bölgeye yürüme mesafesinde. Bizim tercihimiz burada butik otel konseptindeki Bed&Breaksfast Guido Gezelle oldu. Otele gece için 100€ ödedik.
Ödemeden önce ise şöyle bir durum yaşadık: Otele vardığımızda ev sahibinin sadece nakit geçiyor demesiyle küçük bir şok yaşadık. Daha yerleşmeden kredi kartı ile nakit çekebileceğimiz bir bankamatik aramaya çıktık. Aynı zamanda farklı oteller bakmaya da başladık. Ama neredeyse hiç yer kalmamıştı. Üçüncü bankamatikten nakit çekebildik! Ve bizden mutlusu yoktu o araaa! 🙂
Brugge’de Ulaşım
Brugge’e Gent üzerinden bir tren ile geldik. Tren yolculuğu yaklaşık 30 dakika sürüyor. Tek bilet almaya kalktığınızda ise 7€ ödemeniz gerekiyor. Ama biz Belçika içinde Belçika Pass olarak oldukça uygun fiyata 1 hafta tren kullanabildik. Aşağıda yer alan Brükse gezi rehberi yazısında detaylı olarak anlattık.
Bruggeş şehir içinde gezerken neredeyse hiç toplu taşımaya ihtiyacınız olmayacak. Tren istasyonunda şehir merkezi 10-15 dakika yürüme mesafesinde. Burayı yürürüm derseniz zaten bundan sonraki her yeri yürüyerek gezebilirsiniz 🙂
Neredeyse 6 yıl önce geldiğim Brugge’ü, şimdi Berna ile el ele gezmenin keyfi ve mutluluğu bambaşka! 😍😇
Brugge Yeme-İçme Önerisi
B&B Gezelle ev sahibinden aldığımız öneriye dikkate alarak rotamızı akşam yemeği için ‘t Santpoortje adlı restorana çevirdik. İsmi ilk başka oldukça ilginç geliyor, haklısınız 🙂 Bizim tercihimiz pizza oldu ve burada Belçika biralarından istediğinizi deneyebilirsiniz. Ben Belçika’nın meşhur markası Duvel ‘den bir bira seçtim, oldukça ağır olmasına rağmen bitirebildim 🙂
Brugge Gezilecek Yerler
Şimdi gelelim güzelim Brugge’de nereler gezilmeli, neler yapılmalı..
Belfry Saat ve Çan Kulesi – Belfort
Bu Orta Çağ Çan Kulesi’nin inşa edilmesi, Brugge’ün bez endüstrisinde önemli bir rol oynadığı 1200’lü yıllara dayanıyor. İnşasından 40 yıl sonra ise yangın sonucu neredeyse yerle bir olmasıyla yeniden inşa edilmiş. Tabi ki yangınlar durmak bilmemiş, ara ara hep çıkmış. Bizdeki orman yangınları gibi komik geldi. 😬 Gittiğinizde göreceksiniz, çanlar hala kulenin tepesinden çalıyor. Adamlar mekanik otomasyon yapmışlar resmen! Muhteşem bir sistem tasarlamışlar.
Biz gittiğimizde hava koşullarının sert ve ağır olmasıyla biraz erken kapandı. Haliyle çıkamadık ama ben daha önceki gelişimde 366 basamak merdiveni çıkıp, tepeden güzelim Brugge’ün manzarasının tadını çıkarmıştım.
Not: Belfry Çan Kulesi her gün ziyarete açık. Diğer şehirlerdeki gibi sezonlara göre açılış-kapanış saatleri değişmiyor. Kuleyi her gün 10.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Giriş ücretleri standart bilet 8€, indirimli bilet 6€ ve 19-25 yaş arasın gençler için se 2.70€.
Pazar Meydanı – Markt Hall
Şehrin tarihi çok eskiye dayanıyor ki bu meydanın da tarihi 958 yılına dayanıyor. İnsanın inanası zor geliyor! Brugge ana meydanı olarak nitelendirilen bu Pazar Meydanı’nda kafelerin renkliliği, özellikle kışın gittiğinizde meydanın ortasında yer alan buz pateni pisti güzel olan şehir meydanını bir adım daha öteye götürerek harikulade bir şehir meydanı yapıyor.
Günümüzde meydanın çevresinde ayakta duran yapıların çoğu 19. yüzyıla dayansa da, Belfort olarak bilinen 13. yüzyıl Belfry Çan Kulesi saatleri hala çalar. Meydanın batı ve kuzey tarafında bulunan tahta binaların birçoğu geleneksel dernek salonlarının yeniden yapılandırılmasıdır. Markt Hall’da zamanınız ve yeterli bütçeniz varsa at arabalarıyla Brugge sokaklarının ve meydanın renkliliği ile gezinize devam edebilirsiniz.
Brugge Kanalları – Canals of Brugge
Amsterdam’ı gördükten sonra kanallar beni pek etkilemez diyordum ama hem Gent hem de Brugge, bu konuda hem beni hem Berna’yı oldukça şaşırttı.
Orta Çağ’da Reie Nehri bildiğimiz Ren Nehri, tüccarların ürünlerini Markt Hall olan Pazar Meydanı’na getirip, satabilmeleri için şehirde kanallar bir ağ haline getirilmiş. O zamanda bu zamana kalan bu kanallar sayesinde şimdilerde kanal turları yapılıyor. Bu kanal turları Brugge’ün en güzel yerlerinden bazılarını görmek için harika bir seçenek.
Bizim favorimiz ve bizce en romantik kanal, Groenerei – Yeşil Kanal. Bu kanalı görmek için Peerdebrug – At Köprüsü’ne gitmek gerekir. Meebrug’a doğru bakan bu kanal ve şık 17. yüzyıl konakları ile büyüsünü korur.
Kutsal Kan Bazilikası – Basilica of the Holy Blood
Burg Meydanı’nda yer alan 12. yüzyılda Heilig-Bloedbasiliek’in çiziminden esinlenerek Kutsal Kan Bazilikası inşa edilmiştir.
Bazilikanın hemen yanında bulunan küçük kilisede ise Hz. İsa’nın kutsal bir emanetinin olduğu söyleniyor. İnanılan efsaneye göre kanlı kumaş parçasının Kudüs’teki İkinci Haçlı Seferi sırasında elde edilmiş.
Bir altın süslemeli silindirin içine yerleştirilmiş bir kristal şişe içinde yer alan kutsal emanet, her cuma üst kattaki şapelde duvar kağıdı ve lekeli camlarla süslenmiş gümüş bir çadırda ziyaretçilere gösteriliyor. Bu arada, tasarımı ve sakin atmosferi ile iyi korunmuş alt şapel, Romanesk mimari tarzının güzel bir örneğidir.
Half Moon Bira Fabrikası – De Halve Maan Brewery
Brüksel Gezilecek Yerler yazımızda belirttiğimiz gibi Belçika çikolatasıyla ne kadar ünlü ise birası ile de bir o kadar ünlü. Brüksel’de olduğu gibi Brugge’de de tarihi bir bira fabrikası var.
Bu fabrika hem diğer yerlerdeki gibi kalabalık olmuyor hem de fabrikada Belçika’yı dünyanın en iyi bira üreten ülkelerden biri yapmış olan bira tekniklerine göz atabiliyorsunuz. Ülkede yer alan 180 bira fabrikasında Half Moon en eskilerden biridir. Altı nesildir ve 1856’dan beri aynı aile tarafından işletiliyor.
Not: Biletleri online alabildiğiniz gibi gittiğinizde de alabilirsiniz. Saat başı düzenlenen turlarda belirli bir kontenjan oluyor. Brewery Tour standart biletin fiyatı 9€ iken XL Tour Adult diye satılan turun bileti ise 19€. Bilet ile beraber, Blonde Beer veya yüksek alkol içerikli Straffe Hendrik’den bir şişe ücretsiz alma hakkında sahip oluyorsunuz. Aynı zamanda ziyaretçiler, bira fabrikasının barında veya restoranında diğer çeşitleri de ücret karşılığında tadabiliyor.
Beginaj Yapıları – Begijnhof – Ten Wijngaerde
1245’de kurulan Princely Beguinage Ten Wijngaerde, daha çok bilinen Begijnhof olarak anılır. Brugge’de son ayakta kalan yapı, sessiz bir komplekstir.
Bir zamanlar burada yalnız ve dindar kadınların yaşadığı yer sakin bir hatırlatıcısı olarak karşımıza çıkıyor. Bugün, Ten Wijngaerde, ziyaretçilerini dip dibe beyaz evleriyle, merkezi yeşil alanla ve 13. yüzyıldan kalma bir kilise ile karşılıyor. Aynı zamanda güzel yeşilliğin içinde dolaşabiliyorsunuz.
Küçük bir müze görüntüsüne sahip olan yapı, dünyadan emekli olan kadınların hayatını nasıl bir hale getirdiğini ve 17. yüzyılda hayatın nasıl bir şey olduğunu hala iyi anlayabiliyorsunuz.
Not: Her gün ziyarete açık olan bu yapıyı 06.30 – 18:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Bilet fiyatlarına bakarsak standart bilet 2€, 8-12 yaş arasında çocuklar için ise 1€.
Minnewater Gölü, Köprüsü ve Parkı – Minnewater Lake, Bridge and Park
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Brugge Kanalları, yavaş yavaş akışı ve harika görüntüsüyle biliniyor. Bizim gibi bu sakinliğin tadını çıkarmak isteyenler için Minnewaterpark kıyısında yürüyüş harika olur.
Bu parkın ve kanalın hikayesine gelirsek: MinneWater, Aşk Gölü olarak bilinen geniş bir kanal. Formalite icabı düzenlenmiş bir evlilikten sevgilisi Stromberg’in kollarına kaçmaya çalışan ve kavuşamadan ölen Minna adlı bir kız hikayesinden geliyor.
Yerel efsane, gölün köprüsünü aşan aşıkların ebedi aşk yaşayacaklarını söylüyor. Bir zamanlar gemilerin ve mavnaların demirlediği rıhtım, artık kale kalıntılarını da içeren halka açık bir yeşil alan.
Böyle efsaneler konu olan göl boyunca el ele huzur dolu yürüyüşler yapabilirsiniz. Arada banklarda dinlenip, bu güzel manzaranın fotoğraflarını çelebilirsiniz.
Surlar ve Şehir Kapıları – Ramparts and City Gates
Bunları görünce, aklıma Melih Gökçek’in Ankara’ya yaptığı şehir kapıları geldi ve bir gülümse aldı beni. Şehrin dokusuyla uyumla olan kapı ve 6 şeritli yolun üstüne dikilen şehir kapıları!
Neyse biz güzelim Brugge’ümüze, bu güzelliği anlatmaya geri dönelim.
Brugge Surları, aslında kentin çevresini saran yeşil bir kuşaktır. 13. yüzyıldan inşa edilen surlar, 6 kilometrelik dairesel park halinde şehri sarıyor. Çevresinde yürüyerek, zaman testinden sağ kurtulmuş dört sağlam şehir kapısına rastlarsınız. Yürüyerek, tarihin ve zamanın yıpratmalarından sağ kurtulmuş dört sağlam şehir kapısına rastlarsınız.
Rococo Dantel Mağazası – Rococo Lace Store
Bira, çikolata ve son olarak Belçika’nın ününü salmasında etkili dantel!
Brugge’ü düşündüğünüz zaman, doğal olarak dantelli daha doğrusu dantelsiz düşünemiyorum. Kent dantel yapımcılarının, el sanatları ve eserleri ile oldukça ünlü.
Bunun izleri kentin hala 20 dükkanda dantel yapımı ve satışında bulunuyor. 1833’ten beri dantel üreticisi olan Rococo, eski ve çağdaş dantel çalışmalarının en kapsamlı koleksiyonunu biz gezginlere sunuyor. Tabi ki buradan dantel almak bizler için mantıklı değil. Ama bizim ülkemizde de bu kadar yaygın olan bir olguyu adamlar nasıl ticari hale getirmişler. Bunları görmek için ziyaret edin!
Romantik antik bobin, iğne noktası, şerit dantel ve modern ısmarlama dantellerden birkaçı. Eminim ki dantel işine farklı bir bakış kazandıracak ve dantelciliğe aynı şekilde bakmayacaksın.
St. John Hastanesi – St. John’s Hospital
Aziz John Hastanesinin duvarları konuşabilseydi, çağlar boyunca tıp hakkındaki çoğu bilgiyi bize öğretebilirdi. 12. yüzyıldan 1987’ye kadar bina, topluca bir sığınma evi ve sağlık kuruluşu olarak kullanılmış. Şu an eski koğuşlar ziyaretçilere açık ve karmaşık sanat sergileri düzenli olarak sergileniyor.
Belçika turumuzda gezdiğimiz şehirlerde neler yaptık? Bakmak isterseniz linkler aşağıda..
[wdi_feed id=”2″]