Enfes kış rotamızın 4. durağı Antwerp, daha 1-2 ay önce bu güzel şehri geziyorduk. Brüksel’i bir kenara koyarsak Antwerp, Gent ve Brugge üçlüsü bizi gerçekten etkiledi.
Bu şehrin yazılışı Antwerp mi, Antwerpen mi yoksa Anvers mi? Her yerde farklı geçiyor, biraz araştırınca İngilizcede Antwerp, Fransızcada Anvers ve Flemenkçe’de Antwerpen diye yazıldığını çözüyoruz. Bizim bildiğimiz halinde devam edeceğim yani Antwerp!
Belçika’dan Hollanda’ya, Hollanda içi ve Hollanda’dan Belçika’ya ulaşımda tercihimiz, trenden ucuz olan ve şehir merkezinden diğer şehir merkezine seyahat eden, FlixBus otobüs firması oldu. Fiyatları hem ucuz hem de yolculuk neredeyse tren kadar kısa sürüyor.
Burada kalmayacağımız için ilk olarak valizleri kilitli dolaplara yani lockerlara bırakmamız gerekiyordu. Bu arada şunu belirteyim: Belçika’nın tamamında locker fiyatları aynı. En küçük boy dolap 4.50€, orta boy 5€ ve en büyük boy olanı ise 5.50€. Fiyatlar ne çok pahalı ne de çok ucuz. Ortalama fiyatları ile boş bulduğunuzda lockerlar şahane!
Valizleri dolaba koyduktan sonra şehre keşfe başladık. İstasyondan sahile kadar gidebileceğiniz harika bir alışveriş caddesi bulunuyor.
Sonrasında sahilde keyif yapıp, dönme dolaba binebilir, dilerseniz harika Christmas marketlerde yiyecek-içeçek alabilirsiniz. Dahası da var Antwerp’in nesillerden beri ayakta kalan kalesine çıkabilirsiniz.
Antwerp Tren İstasyonu – Antwerpen Central Railway Station
Bizce ilk sırada tren istasyonu görülmeli. Biz valiz bırakmasak belki içeri bile girmeyecektik ama bir şaheser! Oldukça hoşumuza gitti ve epey fotoğraf çektik. Sanki Harry Potter filmindeymişçesine bir tren istasyonu! Yılbaşı süslemesiyle bizi daha da etkiledi…
Belçika için kullandığımız trenler, tren ücretleri ve hangi biletleri aldığımız öğrenmek istiyorsanız, buyrun Brüksel özelinde Belçika’da ulaşım!
Geziye başlamak için en iyi yol, Antwerp Central’a ulaşmaktır. Bunun nedeni, dünya genelindeki en müthiş ve ihtişamlı tren istasyonuna varacak olmanız. Güzelliği ile benzersiz ve üzerine belirli bir stilde mimari var demek çok zor. Çünkü yapıldıktan sonra farklı yüzyıllarda yeniden inşa edilmiştir. 19. yüzyıl ve modern zamanın etkileri de var. İstasyonun binasının orijinal hali Brüksel-Mechelen-Antwerp demiryolu hattının terminaline yedek olarak 1895 ve 1905 yılları arasında inşa edilmiştir. Bekleme salonunun üzerinde geniş bir kubbe bulunan taş kaplı Terminus Binaları ise Louis Delacenserie tarafından tasarlanmış. İstasyona giden viyadük, yerel mimar Jan Van Asperen tarafından tasarlanmış önemli bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.
Bir gerçek var; o da sadece standart toplu taşımayı kullandığınız bir tren istasyonu değil, muhteşem bir sanat eseri. Tren istasyonlarını sevdiğimiz doğrudur! 🙂
Mehr Alışveriş Caddesi
Tren istasyonundan çıktıktan sonra Amsterdam’da gördüğümüz kalabalığa yakın bir kalabalıkla karşılaştık.
Mütevazi şehir, aynı zamanda uluslararası bir moda başkentiymiş de haberimiz yok. Caddenin başından böyle görünmeyebilir, ancak meşhur alışveriş caddesi Meir’e ulaştığınızda modanın kalbi olduğunu ve akın akın insanın alışveriş için geldiğini göreceksiniz!😬
Alışveriş meraklısıysanız veya Avrupa’dan bir şey almak istiyorsanız kesinlikle kendi stilinize uyacak bir şey bulacaksınız. Tabi bu kadar kalabalık olunca tedbiri de elden bırakmamak lazım! Aman cüzdanlara dikkat!
Eski Şehir – Old Town
Şehrin eski kenti, tarihi bir inci ve şehrin kalbi olarak hala biz gezginleri karşılıyor. Çeşitli restoranlar, GroenPlaats’ın çevrili inanılmaz meydanından turunuzu keşfetmeye başlayın ya da tezgahlardan birinde oturup görkemli gotik mimariye sahip büyüleyici katedralin manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Belçika’nın en büyük kilisesi, yüzyıllar boyunca ayakta kalmış ve günümüzde içten dışa sarkan ihtişamı göstermektedir. En iyi şaheserler Katedralin duvarlarında sergilenmektedir. Ayrıca, kalan Rubens eserlerini izleyebilirsiniz.
Old Town’un dar sokaklarına girmekten çekinmeyini gerçekten gizemli bir o kadar da görkemli Antwerp Belediye Binası ve Antwerp’in simgesi Brabo’nun heybetli heykeli ile Antwerp’in Grote Markt keşfe hazır. Aynı zamanda eski şehirde yer alan güzel restoranlarda lezzetli yemeklerin tadına bakabilir, yanında soğuk bir Belçika birası yudumlayabilirsiniz.
Büyük Pazar – Grand Place – Grote Markt
Antwerp’te yer alan Büyük Pazar Meydanı, Antwerp Old Town’un kalbinde yer alan bir şehir meydanıdır. Bu harikulade meydan, bir belediye binası, 16. yüzyıldan kalma çok sayıda restoran ve kafe ile doludur.
Scheldt Nehri’ne yürüme mesafesinde yer alan meydan bizim gibi kışın gidecekler için harika bir Noel Pazarı ve çocukların mutluluktan uçtukları buz pateni pistini bile barındırıyor. Ne şahane Avrupa’nın her yerinde kışın kurulan buz pateni pistleri! Burada çocuk olmak istedik 🙂
Ruben’s House – Rubenshuis
Kimdir bu Rubens? Önce bu konuda biraz bilgi verdikten sonra evi hakkında da detaylara başlayalım. 16 ve 17. yüzyıllardaki sanatçıların içinden zeki ve çok yönlü bir sanatçı olarak karşımıza çıkan Rubens, büyük bir stüdyoyu çalıştırmış, resimler yapmış ve koleksiyonu için toplamış. Hatta kendi evini tasarlamış, Avrupa’da bir diplomat olarak dolaşmış ve hatta bilimle ilgilenmiş. Neredeyse her konuda iyi olduğunu söylüyorlar. Ee böyle bir kişinin yaşadığı ev, kendisi vefat ettikten sonra ziyaretçilere açılmasın da ne olsun!
Ünlü ressam Rubens gençlik yıllarını burada geçirmiş, en önemli eserlerini burada vermiş. O dönem yaşadığı ve çıraklar yetiştirdiği stüdyo evini bugün Rubenshuis Müzesi olarak buluyoruz. Cathedral of Our Lady adlı ünlü tablosunu da burada görebilirsiniz.
Not: Rubens’in evini pazartesileri hariç diğer günlerde 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Yetişkin bilet 8€, 12-25 yaş arasın 6€ ve 12 yaş altı için giriş ücretsiz.
Ulaşım: Antwerp’e trenle geldiyseniz alt kattan geçen 3, 5, 9 ve 15 numaralı hatlardan birine binerek Antwerpen Premetrostation Meir istasyonunda inerek ulaşabilirsiniz. Şehir merkezindeyseniz de 4, 7, 11, 12 ve 24 numaralı hatları kullanarak ulaşabilirsiniz.
Steen Kalesi – Steen Castle – Het Steen
Malumunuz bu kale yani Het Steen, şehrin en eski binası olarak kayıtlara geçmiş. Eskilerde Antwerpen Burcht olarak bilinen kale, öncelerinde Scheldt Nehri’ni kontrol altına almak amacıyla kullanılmış sonrasında ise 500 yıla yakın bir süre cezaevi olarak kullanılmış. Kalenin yapımı ise 9. yüzyıla dayanıyor.
Scheldt Nehri kıyısında ve GroteMarkt’a sadece 2-3 dakikalık yürüyüş mesafesinde yer alıyor. Bir zamanlar Denizcilik Müzesi’ne ev sahipliği yapan Het Steen, artık 6 yaş ve üstü çocuklar için her türlü atölye çalışmasıyla çocuklara dostça bir etkinlik alanı sunuyor.
Antwerp Limanı – Harbour Antwerp
Şehirdeki liman, yüzyıllardan beri Avrupa’da Rotterdam’dan sonra en önemli sanayi limanları arasında yerini almıştır. Nedeni ise basit çünkü mükemmel bir konuma sahip.
Ayrıca Avrupa’nın en büyük ikinci deniz limanı unvanına sahip. Bizden bir tavsiye: Kendinizi deniz atmosferine sokun ve banklarda veya kafelerden birinde sakin manzaranın tadını çıkarın.
Butcher’s Hall – Vleeshuis
Steen Kalesi’nin hemen karşısında yer alan eski surların bir bölümünü hala görebilirsiniz. Burada en eski sokaklardan biri olan Palingbrug karşınıza çıkacak. Biz ilk gittiğimizce acaba burası Antwerp mi diye düşündük. Çünkü Steen Kalesi’ne geldiğimiz yolla buranın hiç alakası yoktu.
Tarihi, sessiz ve bir o kadar da güzel bir cadde burası. Bu cadde, bir başka Antwerp’in folklorik figürü Jan Zonder Vrees’in büyükannesine ev sahipliği yapıyordu. Mutlaka görülmeli.
Belçika rotamız Antwerp sonrasında Gent, Brugge ve Leuven olarak devam etti. Dilerseniz yukarıdaki linklerden yazıları okuyabilirsiniz.
[wdi_feed id=”2″]