Lviv, Ukrayna seyahatimizin en güzeli, en tatlısı! Her köşesini sevdiğimiz, beklentilerimizin üzerindeki Lviv için Ukrayna planlarınızda yoksa bile bir hafta sonu için de olsa şans verin deriz.
Şehrin adı Polonyalılar için Lwow ya da Lvov, Almanlar’a göre Lemberg, daha öncesi ise Leopolis!
Lviv 5 günlük seyahatimizin Odesa ile Kiev arasındaki, dolu dolu 2 gün 1 gece ayırdığımız tatlı molası oldu. Ukrayna’nın bağımsızlık günü ilan edilen 24 Ağustos’ta orada olmamızla birlikte şehrin en cafcaflı zamanlarını görmüş olduk. Şimdi detaylarıyla yazalım.
Lviv Kaç Günde Gezilir?
Dedik ya biz seyahatimizin tam ortasında iki gün ayırdık Lviv için. Çok keyifle gezdik, çift olarak ya da ailecek geldiğinizde en az iki günde şehrin tadını çıkarabilir daha uzun sürede de sıkılmazsınız.
Hatta kalabalık arkadaş gruplarına iki günden çok kalmalarını ve bolca vakit geçirmelerini öneririz.
Lviv’e Ne Zaman Gidilir?
Bizce bahar ve yazı kadar kış fotoğrafları da güzel. Deneyimlediğimiz yaz günlerini de önerebiliriz, gündüzleri ne kadar sıcak olsa da akşamları serin bir kaçamak Lviv yazlarının.
Kışın ise eksilerde kar manzaraları seyahatinize eşlik edecek, Lviv Handmade Chocolate’ın sıcak çikolatasının hakkını vereceksinizdir.
Lviv’de Nerede Kalınır?
Konaklama için Ukrayna’nın turizm başkenti denen Lviv’de seçenek çok. Kişi sayısına göre otel, hostel ya da airbnb evlerini seçmek size kalmış.
Ancak fiyat performans açısından sınıfı geçen ve mükemmel konumu ile her yere yürüme mesafesinde oluşuyla bile tercih edebileceğiniz Jam Hotel ‘i hem deneyimlediğimiz hem de pek sevdiğimiz için önerebiliriz. Yakın zamanda yenilendiğini tahmin ettiğimiz otelin puanlamasının yüksekliği ve çokça tercih edilmesinin yanında uygun fiyatları da bizi cezbetmişti. Daha önce de belirttiğim gibi konumu mükemmel. Rynok square’e Opera binasına 5 dakika sürüyor yürümek.
Kahvaltılarında güzel reçellerini göremesek de otelden ayrılırken bir hoşluk yapıp birer mini kavanoz reçel hediye etmeyi de unutmadılar. 🙂
Lviv’de Ulaşım
Havalimanı
Ukrayna yazımızda detaylı olarak anlattığımız gibi İstanbul’dan Lviv’e de direkt uçuşlar yapılıyor. Türkiye’den Türk Hava Yolları ve Ukrayna Hava Yolları bu yöne uçuş gerçekleştiriyor.
Tren ile Lviv’e ulaşım
Biz Odessa’dan Lviv’e zaman makinesi gibi şahane bir trenle, gece yolculuk ederek geldik. Sovyet Rusyasının tüm şaşaası ve renkleri trende korunur haldeydi. Vaktiniz müsaitse hala deneyimleyebileceğiniz bu tren ile yola çıkmanızı şiddetle öneririz.
Halılardan perdelere bizi şaşırttı! Detaylar bu kadar güzel olunca yolculuk da keyifli oldu tabi. Akşam 9 gibi bindiğimiz tren sabah 10 gibi Lviv merkez tren istasyonundaydı.
İki kişilik özel odalardan olan trenin bu en güzel odasına XX UAH ödedik. Yine kuşetli yataklı odalarda da yolculuk edebilirsiniz.
Şehir içi ulaşım
Her zaman olduğu gibi Lviv için de şehir içi kullanıma yönelik olarak önceliğimiz metro! Ama bu şehirde zaman makinesine binmişçesine eski minibüs ve tramvayları göreceksiniz. İnternetiniz mutlaka olmalı çünkü tümünün bulunduğu bir hat haritası bulmak zor. İnternet sayesinde gideceğiniz yönün minibüs hat ya da tramvay hat numarasını öğrenmelisiniz.
Tüm toplu taşıma biletleri 5UAH, 1 saat içindeki aktarmalar ücretsiz. Tramvay da minibüsler de olsa sarsıntılara hazırlıklı olun:)
Ukrayna’da taksi konusuna gelirsek, uyarılar var kazıklanmaya dikkat ama dürüst birini bulursanız oldukça ekonomik olarak seyahat edebilirsiniz. Ekonomik derken Türk Lirası’na çevirdiğinde şaşırabileceğiniz ücretler diyelim.
Dileyen bizim gibi Uber uygulamasını da kullanabilir, kredi kartı ile önceden belirlenen fiyatlar hem garanti hem de güvenilir. Şoförlerin çoğunun dil bilmemesi nedeniyle de tercih sebebi!
Lviv’e Nasıl bir Bütçe ile Gidilir? – Lviv Pahalı mı?
1₺, 2018 Ağustos ayında seyahat yaparken 4.80 Ukrayna Grivnası (UAH). Yukarıda bahsettiğimiz gibi bu şehirde toplu taşıma biletleri 5 UAH, yani 1 TL’den az bir tutar.
Turistik noktalarda ve güzel yerlerde yiyip içmemize rağmen İstanbul’dakine göre sıradan bir hesapla karşı karşıyayız. Daha önceleri daha da ucuzmuş ama kurlardaki yükselişe göre ve gördüğümüz Türk turist sayısı da düşünülürse Lviv seyahat için hala uygun bir yer. En azından pahalı denemez!
Ukrayna Dendiğinde Akla Gelenler
- Karadeniz halkının büyük kısmının Ukranya demesi!
- Bir zamanların meşhur futbolcusu Schevshenko
- Özellikle Lviv’de lezzetli kahveler, tadılmadan dönülmemesi gereken lezzetlerden.
- Sarışın, renkli gözlü Ukrayna halkı
- Ukrayna bayrağının nereden geldiğini anlamamıza sağlayan uçsuz buçaksız ovaları. Özellikle Kherson bölgesi
- Viyana’dakine eş değer Lviv’de yer alan Ukrayna Ulusal Opera Binası
- Biz pek hatırlamıyoruz ama Çernobil nükleer felaketi
- Yakın zamanda gerçekleşen Turuncu Devrim
- Ukrayna’da taksiciler bizimkilerden de beterdir. Taksi yerine UBER kullanmayı unutmayın!
- Tarım ülkesi Ukrayna! Dünyada ihracatta Arpa’da üçüncü, mısırda dördüncü ve buğdayda beşinci.
- Ukrayna’da bilinen çılgın gece hayatı
Lviv Gezilecek Yerler
Lviv’de gezilecek yerler yazmakla, anlatmakla bitecek gibi değil. Biz gezebildğimiz yerlerden sizlere kısa kısa bahsedeceğiz.
Opera Binası
Opera Binası şehrin merkezinde, Lviv’de görülmesi gerekenlerin başında. Biz sezon açılışına denk geldiğinden şanslıydık da ilk oyuna ve Opera açılış kokteyline denk geldik. Binanın içini de görüp, keyfini sürdük.
23 Agustos 2018 için opera prömiyeri için 2 bilet almıştık. Sahnenin arka kısımlarında fiyat 80 grivnadan başlıyor, 600 grivnaya kadar biletler mevcut. Biletler için şu siteyi ziyaret edebilir, online ödeme yaparak yerinizi erkenden ayırabilirsiniz.
Ukrayna Devlet Orkestrasına yine devlet sanatçılarının eşlik ettiği 2 saatlik dolu dolu bir gösteriydi: “When The Fern Blooms” 1970’lerin ortasında besteci Yevhen Stankovych’in yazdığı oyun ilk kez Lviv Opera ve Balesi’nde 2017 Aralık’ta sahnelenmiş. Yine bir prömiyer ile sezonun ilk perde açılışına heyecanla biz de izleyici olduk.
Dekor, ışık, kostümler ve seyircilerin özeni şahaneydi. Siz de zamanınız olursa Ukrayna’ya gelmişken Ukrayna Halk Müzikleri’ni bu atmosferde dinlemek için programa bir bakın deriz. Matineler genellikle 18:00’de başlıyor.
Sadece küçük bir uyarı olsun, bu tip oyunlarda elbette ki dress code yani kıyafet kuralı var arkadaşlar. Lütfen opera veya bale izlemeye giderken kıyafetlerimize özen gösterelim. Oyuna taytla, spor tişörtle gelen Türkler gördük, biraz utandık!
Opera binasının hikayesi de bambaşka, şöyle buyrun: İlk inşaası Lviv Poltva nehrinin tepesineymiş. Zamanla nehrin sularının sahnenin altına dolması ve binanın tehlikeye girmesi 19.yüzyıl sonlarında Lviv Operasının avrupa standartlarına yükseltilmesi için bir proje yarışması başlatılır.
Bir çok Avrupalı mimarın katıldığı yarışmanın kazananı beton temeller üzerine planladığı ve Avrupa’da bir ilk olacak tasarımıyla aynı zamanda Berlin’deki Kaiser Wilhelm köprüsünün tasarımcısı olan Polonyalı mimar Zygmunt Gorgolewski olur. 1903’te vefat eden mimarın naaşı da şehirde yer alan Lychakiv mezarlığındaymış. Bizim gittiğimiz hafta, sezon açılışı da olduğu için özel bir davet vardı. İşte renkli görüntüler…
Rynok Meydanı
Otelimizden yürüme mesafesinde şehrin merkezi sayılan Rynok Meydanı’na sık sık uğruyor. Şehrin kalp atışlarını görüyoruz. Belediye binasının etrafındaki meydan konsept kafeler ve müzelerle çevrili. Sokak müzisyenleri ve sanatçıları da cabası. Gezdiğimiz her saatte canlı ve cıvıl cıvıl meydandan görüntüler, Fransız ve İtalyan mimarisinden etkilenmiş mimariden fotoğraflarla…
24 Ağustos yani bugün Ukrayna’nın bağımsızlığını ilan ettiği gün olarak tarihe geçmiş. Ülkede bu sene 27. bağımsızlık yılı yine heyecanla kutlanıyor.
Yakın tarih olsa da, biz daha dünyada yokken gerçekleşen bağımsızlık hikayesi şöyle: 24 Ağustos 1991’de Sovyetler Birliği’ne bağlı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin parlamentosu, ülkenin bağımsızlığını ilan etmiş ve 1 Aralık 1991’de düzenlenen referanduma katılanların yüzde 90’ı, bağımsızlık yönünde oy kullanmış.
Ukrayna bir savaşa girmeden bu bağımsızlığı elde ettiği için Ukrayna halkının ulusal bilincini aşılama görevi yine devlete düşmüş. Ülke sevgisini arttırmak için ülkede her yere “Ukrayna’yı sevin!” pankartları asılmış. Zamanla ülke vatandaşları ülkesine sahip çıkmaya başlamış tabii bugün gördüğümüz her yerde bayraklar var, marşlar çalınıyor!
High Castle – Kale
Şehrin tümüne hakim olmak için, manzarayı görmek isteyenlere her zamanki gibi kaleleri öneriyoruz. Yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşle Lviv’deki bu kaleye ulaşabilirsiniz.
Şehre 413 metre yüksekten bakmak için giriş ücretsiz. Vysokyi Zamok Park’ın güzel seyir terası vaktiniz varsa görülmeye değer.
Yard of Lost Toys – Terkedilmiş Oyuncaklar Bahçesi
Hikayesini pek çok yerde okuyabileceğiniz tatlı oyuncak müzesini görmeden geçemezdik. Hele bir de salıncak oldu mu tamam!
Bir kaç eski oyuncağın bırakıldığını görenin oyuncak bağışlarıyla şenlendirdiği bu sokak, şimdi turistik bir nokta.
Lychakiv Mezarlığı
18. yüzyıldan kalma anıt mezarların olduğu mezarlık, 400 bine yakın mezardan oluşan devasa bir alana kurulmuş. Şehir merkezine çok yakın, 7 numaralı tramvayla önünde inebilirsiniz.
Giriş 20 UAH, öğrenciler için 10 UAH. Biraz yürüyüp çok da bu etkiye kapılmadan turumuza geri dönüyoruz.
Potocki Palace – Sanat Müzesi
Şimdilerde Sanat Müzesi olarak kullanılan Potocki Sarayı, sokağa girdiğiniz anda farkedeceğiniz cinsten rengarenk şemsiyelerle el sallıyor, daha köşeyi döndüğünüzde.
Polonyalı- Litvanyalı aristokrat bir aile olan Pototsky’lere ait saray, Rynok square’e çok yakın ve keyifli bir alışveriş caddesi üzerinde. Daha önce bir dönem de düğünlere ev sahipliği bile yapmış olan Fransız etkisindeki yapıya ve sergilere giriş bugün 20 UAH.
Eczacılık Müzesi
Lviv turizme katılırken belki de en güzel yapılmış hamlelerden biri bu müzeler. Rynok square etrafında bir çok müze var. Genelde girişleri de 10-20 UAH civarında. Vakit geçirmek, Ukrayna’ya ait bilgiler edinmek için harika bir yol.
Biz ilk olarak halen girişi bir eczane olarak kullanılan eczacılık müzesini seçtik. Giriş 20 UAH. İngilizce çok bir açıklama yok ama keyifle turumuzu tamamladık.
Hemen karşısınd Cam Müzesi, Ukrayna Tarih ve Sanat Müzesi yine yanında arayıp bulamadığımız Postane Müzesi gibi pek çok müze vardı. 🙂
Palazzo Bandinelli
Postane Müzesi’ni ararken burayı farkedip gezmek istedik. Lviv Tarih Müzesi’nin bir kolu olan Tarihi Sanat Eserleri Müzesi, 17. yüzyıl Rönesans döneminde Rynok square’de inşa edilen Bandinelli’nin evinde sergileniyor.
Yapıyı da içerideki eserleri de pek sevdik. Her odada muhafız gibi bekleyen orta yaşlı teyzelerin olması ve sizi evi gezerken yönlendirmeleri de pek komikti:)
Latin Cathedral – Latin Katedral
Rynok square’in hareketliliği Latin Katedral yönüne doğru devam ediyordu. Sokak sanatçılarını izlerken birden önünde buluverdik kendimizi. Kilise gezmeyi sevmeseniz de etrafındaki bu şenlikli alanda çok güzel vakit geçirebilirsiniz.
Katedral de Gothic, Barok ve Rönesans mimarisinin birleşimi diğerlerinden pek farklı bir yapı. İçerideki vitraylar ve tavandaki süslemeler de şahane. Her kolda başka bir detay görmek mümkün, ve gördüğümüz çoğu kiliseye göre dopdolu.
Armenian Cathedral – Ermeni Katedrali
Dışından çok içinden büyülendiğimiz Ermeni Katedrali için söylenecek pek bir şey yok.
13. yüzyıla dayanan tarihinde pek çok restorasyon geçirmiş, Ukrayna halk sanatları etkisiyle, Ermeni ve Galiçyalı köklerine saygı ile bugünkü hali verilmiş.
Dominician Church
Bu neşeli fotoğrafla kilise- katedral turumuzu da tamamlıyoruz. 🙂
Stryiski Park
Binlerce ağaçlık kocaman parklara hazır olun! Harika bir orman park desek yeridir. Rusya etkisi ile sahip olmuşlar bu güzelliklere sanarken, tarihinin daha da eski olduğunu gördük. Tarihi 1300’lü yıllara dayanıyor, o eski ağaçları görmenizi isteriz.
Ivan Franko Park
300 yıllık çam ağaçları ile dolu Ivan Franko Park’ta biz çok keyifli zaman geçirdik. Sizi de Şehir merkezine yürüme mesafesindeki bu parka vakit geçirmeye davet ediyoruz.
Lviv gezi rehberi sonrası, Lviv’de nerede ne yemeli yazımız geliyor…
[wdi_feed id=”2″]