Bisiklet sevenlere,
İlk bisiklet alış anılarını yeniden düşündürmek, bisiklete başlamak isteyenlere de küçük bir ipucu yazısı olsun. Başlangıç için bisiklet gibi bir hobi edinmenin, ülkemizde oldukça maliyetli olduğunu belirtmek isterim. İyi bir plan yaparak uzun vadeli çözümler üretmek çıkış noktası olmalı.
Huyumdur planlamak, düşünüp bir sürü ihtimali öyle girişmek bir işe. Yoğun bir süre araştırma yaptım bisiklet almak için de. Her şey değişkendi ancak alacağım bisiklet şehir bisikleti olmalıydı. Bilgiler dağınık ve karmaşık geliyor başlangıçta, bu yazıyı da bu karmaşayı toparlamak için paylaşmak istedim.
Trek FX serisi şehir bisikleti araştırmalarımda oldukça hafif, ömür boyu kadro garantisi ve sürüş konforu gibi özellikleri ile ön plana çıktığından dolayı tercihim oldu. Ancak size alacağınız bisikleti almadan önce mümkünse denemenizi şiddetle tavsiye ederim. Markasını bir kenara bırakıp bisiklete ve özelliklerine odaklanmanızı ve yazının devamındaki bisiklet seçiminde çoğu zaman atlanan ama çok önemli diğer incelikleri okumanızı tavsiye ederim.
Kadro boyu ile başlayalım: bunu belirlemek için ilgili tablo incelenerek kişiye özel kadro ölçünüzün belirlenmesi gerekmektedir. Bunu buradan inceleyebilir sizin için en uygun frame boyutlarını bulabilirsiniz. Ortalama 1.80 boyunda biri için kadro boyu 20 inç olmalıdır.
GİDON
Sürüş konforu sağlayacak bir başka element ise gidon, boğaz ve elciklerdir. Gidon; Bontrager Satellite Plus ergonomik olmasının yanında elcik olarak Bontrager Satellite IsoZone Plus kullanılması sürüş esnasındaki konforu üst seviyelere çıkarmaktadır ve eldivene neredeyse gerek duymuyorsunuz. Sürüş esnasındaki bu konfor kolay kolay diğer bisikletlerde bulunmayabilir.
KADRO
Bunun dışında bisikletimin görünüşü de önemli diyenler: Trex FX’de beni cezbeden bir diğer özellik ise kadronun Alpha Gold Aluminum, yine vites ve fren kablolaması kadro içinden geçirilerek fonksiyonellik ve görsellik arttırılmıştır.
Genel bisiklet seçiminde hemen herkesin bildiği iki temel olan şehir ve dağ bisikleti kavramlarından bahsetmek gerekirse dağ bisikleti (Mountain Terrain Bike ya da MTB) patika ve bozuk yollarda (off road) kullanmak üzere üretilir. MTB isminden de anlaşılacağı gibi günümüzde All Terrain Bike ATB tüm araziler için, her amaca yönelik bisikletler halinde de üretilir. Bu neden ile artık ATB’leri asfalt ve şehirde de sık sık görmek mümkündür yine de sadece şehir ve düz yol kullanımı düşünüyorsanız önerim 28 jant ince teker bisikletler olacaktır.
Bu arada ilk kez bisiklet alacaksanız ve bir şehirde yaşıyorsanız dağ bisikleti mi şehir bisikleti mi ikileminde kesinlikle hibrid bisikleti tavsiye ederim. Hibrit bisikletler olarak da bilinen şehir bisikleti bisikletli vaktimin çoğunu İstanbul’da asfalt üstü ve sahil kasabalarında geçirdiğim için bana daha uygundu. Bu bisikletler Yol Yarış Bisikletleri’nin performanslarını Dağ Bisikletleri’nin konforu ile bir arada vermeyi amaçlıyor. Özellikle uzun mesafelerde ince tekeri ve dik gidonu ile uzun yolda kullanımı çok rahat. Yol bisikletlerinden farkı ise daha kalın tekerlek ve daha rahat sele ile bozuk satıhta da ideale ulaştırıyor olması.
En beğendiğim özelliklerinden birisi ise kadronun sol arka çatalında hız ve kadans ölçümü yapan sensör için yuva yerinin olması. Böyle bisikletin orijinalliği ve görüntüsü bozulmadan size teknoloji anlamında oldukça avantaj sağlamaktadır. Tabi ki burada kullanılan sensör, Trek markanın aksesuar ve donanım ekipmanlarını üreten Bontrager marka DuoTrap S dijital sensördür. Bu sensörü ise Almanya’dan oldukça ucuza (23€) aldım. Türkiye ile karşılaştırılamaz bir fiyattı.
KİLOMETRE SAYASI
Bunun dışında sensör telefon ile kablosuz entegre olabilmektedir. Ancak telefonunuzun veya tabletinizin ANT + teknolojisine sahip olması gerekmektedir. Telefon kullanmanın zor olduğunu fark ettiğimde Node 2.1 kilometre saatini 80$ ‘a Türkiye’deki Node 1.1 fiyatına almış oldum ve oldukça memnunum. Özelliklerini şu şekilde sıralayabilirim;
Kadans, hız bilgisi, kalp ritim bilgileri (kalp ritim kiti dahi), sıcaklık, yükseklik, kalori hesabı, arka plan ışığı, batarya göstergesi, odometre gibi özelliklere sahip.
O da ne Trek FX 7.3 serisi seçilmesine seçilmişti de Türkiye fiyatlarının oldukça yüksekti. Ben de gözümü yurtdışına diktim. Fiyat açısından alabileceğim iki nokta vardı: Almanya ya da Amerika!
Almanya tatil rotamın üzerindeydi. Sık sık seyahat etmenin avantajını kullanmalıydık. Dönüş biletlerinin Stuttgart’tan alınmasıyla burada bisikletçi aramaya karar verdim. Ama nasıl getirecektim? Pegasus ile önceden konuşarak gerekli bisiklet taşıma rezervasyonunu yaptırdım.
Stuttgart Bikes&Boards ile de mailleşerek bisikleti önceden sipariş ettim. Mailleşme süresince adamdan hediye istemem ve vergi iadesi konusundaki evraklar için ikna etmem oldukça uzun sürdü. Böylece oraya vardığımda bisikletim gelmiş olacaktı.
Almanya’daki mağazada fiyatı 599€ idi ve bundan 95€ gibi bir vergi iadesi alacağımı düşününce kargo dahil Türkiye’de Trek FX 0 serisini alabileceğim bir fiyattı.
Şunu itiraf etmeliyim ki aynı özellikli bisikleti yerli markada daha ucuza bulabilirsiniz ancak aynı konforu sağlayacağından şüpheliyim.
UÇAKLA BİSİKLET GETİRMEK
Kargo ile bisiklet getirme konusu ise oldukça kolay. Gümrükte takılma gibi bir derdiniz de yok; Pegasus’un 42€ karşılığında bisiklet taşıması hizmetin olduğunu öğrendim. Check-in ve bavul verme işlemimden sonra, Pegasus yer hizmetlerinden bisiklet için bir form doldurup ödeme yapıyorsunuz. Bulk Cargo kısmına Pegasus’un bankosundan bisiklet için aldığınız barkod ile vermeniz yeterli. Bisikletin ise uygun kutuda demonte edilmiş; ön teker, gidon, pedal, koltuk gibi ekipmanların sökülmüş ve lastikleri inik olması gerekiyor.
Son olarak bisikleti montajını ve gerekli fren, vites ayarlarını yaparak sürüş keyfini çıkartma vakti!!
Comments are closed.