Perast’a oldukça yakın, Kotor’a 15 dakikalık bir yolculukla vardık. Kotor Körfezi boyunca uzanan bir başka tarih kokan yere geldik. Kotor Körfezi boyunca yükselen ve oldukça güzel manzaralar sunan dağ zirveleri altına yerleşmiş şehir.
Tepeden tepeye uzanan kalesiyle aşılması zor savunma duvarlarının kapıları arasında yürümek, zaman içinde geriye yürümek gibi bir şey hissettiriyor insana. Sahil kentinin kökeni Antik Roma dönemlerine kadar uzanıyor. Ancak yüzyıllar boyunca şehir çeşitli imparatorluklar tarafından tehdit edilmiş.
Kenti bizim gibi ziyaret edenler için “Kotor’da neler yapılır, nereler gezilir?” konusunda tavsiyeler vereceğiz.
Eski Şehir Sokakları
Kotor’u keşfederken, eski şehir boyunca dar, arnavut kaldırımlı sokaklarda adeta bir labirentteymiş gibi kaybolabilirsiniz. İlk bakışta karmaşık olan sokakların arka planında bilinçli yapıldığını öğrendik. Kente ansızın baskın yapıp, kenti yağmalamak isteyen davetsiz misafirlerin aklının karışması amaçlanarak sokaklar karmaşık olarak tasarlanmış.
Sokaklarda ve ilginç şekilli meydanlarda dolaşırken, eski taş binaları ve kiliseleri bol bol fotoğraflayın! Deniz Kapısı (pembe, ana kapı) dışındaki turizm ofisi, yolunuzu bulmanıza yardımcı olacak ücretsiz haritalar veriyor. Biz aldık ve şehri keşfetmemizde kolaylık sağladı.
Kilise çanları, her saat sabah 06:00’dan gece 22:00’a kadar, saat 7: 00’de öğlen saat 7’de öğlen saatlerinde kumandayı koruyor. Şehrin tarihi görünümü korunmuş ve gösterişli veya modern bir şeyden yoksundur, ama yakından baktığımızda, şehrin modern olanaklardan yoksun olduğunu belirten teller ve kutulu klimalar görebiliyoruz.
Bir de farklı olmayan trafik. Yollar bu bölgede tek şerit, üstelik gelen turist sayısı da hayli fazla. Şehir bunu sanki kaldıramıyor, sırtına bir yük veriyor. Mutlaka bir yerden bir yere geçerken trafikte kalıyorsunuz.
Kotor Kalesi
Kalenin surlarına tırmanmadan bizce gezi tamamlanmayacaktır. San Giovanni Kalesi’nin tarihi 6. yüzyıla kadar dayanıyor ve kale, neredeyse şehrin tamamına hakim konumda. Yürüyerek çıkacaklar için oldukça uzun bir serüven sizleri bekliyor desek yeridir. Kaleden, Kotor Körfezi’nin ve eski şehir çatılarının ilgi çekici manzaralarını ve canlı renklerini görün, hatta fotoğraflayın.
Giriş ücreti 3€ olup, ortalama yürüyüş 45 dakika sürüyor. Sabah ziyaret etmek en güzeli. Ancak kale ziyarete sabah 8:00’de açılıyor. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, biz trafikte çok kaldık, kaleyi dışarıdan şöyle bir görüp geçmek zorunda kaldık. Şahane fotoğraflar çıktı, sonra rotamıza geri döndük.
Kotor Sahili
Kale gezimiz bittikten sonra sıra bu güzel şehrin sahilini keşfetmeye geldi. Kıyı şeridi boyunca uzanan yürüyüş yolu boyunca manzarayla beraber şehrin tadını çıkarın. Boş bir bank bulursanız veya bir kafede oturmak isterseniz manzarayı uzun uzun izleyin. Hatta gün batımını yakalayabilirseniz tadından yenmez. 🙂
Tarihi Kiliseler
Şehirde o kadar çok kilise var ki bunları tek tek yazmayalım diye tek başlıkta topladık. Bazen şehirlerde kilise gezileri çok sıradanlaşıyor, Kotor’da bu şehirlerden biri oldu bizim için.
Şehirde bu kadar çok kilise olması halkın tarihini ve şehri daha iyi anlamasına yardımcı oluyormuş. Ama bizler için aynı şeyler geçerli değil tabi 🙂
İşin garip kısmı ise nüfusun oldukça küçük bir kısmı Katolik ancak şehrin en ilginç yapılarından biri St. Tryphon Katolik Katedrali. Bu katedral 1166 yılında inşa edilmiş ve bir rivayete göre Kotor’un azizi ve koruyucusu St. Tryphon kalıntılarına ev sahipliği yapıldığına inanılıyor.
Eski şehir merkezinde bulunan bir başka kilise ise St. Nicholas Kilisesi, 1909 yılında inşa edilen bu Ortodoks kilisesi, süslü bir figürlerle güzelce dekore edilmiş.
Gezimizin diğer kısımlarına Balkanlar Turu yazımızdan ulaşabilirsiniz.
[wdi_feed id=”2″]